3 Eylül 2019 Salı

NİÇİN ÖĞRETMEN İMECESİ /Eğitim 4.0 PROJESİ

NİÇİN ÖĞRETMEN İMECESİ /Eğitim 4.0 PROJESİ

Mevcut Durum ve Projenin Gerekçeleri: Dünya Endüstri 4.0 la yeni bir kırılmanın eşiğindedir. Bildiğimiz her şeyi bu yeni anlayışa göre farklı bir şekilde ele alıp yeniden yorumlamamız gerekiyor. Ülkemiz için bu gerçek anlamda bir ölüm kalım kalım meselesi. İmkânları kıt olan ülkemizde düşünmeyi, planlamayı, üretim yapabilmeyi ve ürettiklerimizi paylaşabilmeyi yeniden keşfetmemiz; eğitim sistemimizi, öğrenme-öğretme süreçlerimizi yeniden yapılandırmamız, Eğitim 4.0 ve 2023 vizyonu için yolumuzu aydınlatmamız ve her türlü israfı, hatayı, kalitesizliği yok etmemiz gerekmektedir. Bu çerçevede projenin hazırlanmasını gerekli kılan mevcut durum ve gerekçesini oluşturan sorun başlıkları şu şekilde ortaya konmuştur.
Sürekli iyileşme, gelişme, sistematik düşünme ihtiyacı; Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da zaman, emek israfı çok fazla, yaptıklarımızı tekrar tekrar yapıyor, birimizin oluşturduğu bir planı, materyali, etkinliği binlerce öğretmen ayrı ayrı yapmak zorunda kalıyor ya da internetten bulduğumuz materyalleri amaca uygunluğuna veya kalitesine bakmaksızın derslerimizde kullanıyoruz. Yapılan bir işi, iş akışına dönüştürüp süreç odaklı planlama ve geliştirme alışkanlığımız çok zayıf. Toplum olarak yaptıklarımızı kayıt altına alma alışkanlığımız sınırlı. Her seferinde bir işe yeniden başlıyoruz; yaptığımız işlerde belirli bir sistem, bir gelenek oluşmuyor. Yaptıklarımızı tanımlamaya, tanımladıklarımızı da yapmaya çalışmalı, süreç odaklı, ölçülebilir, sürekli gelişime uygun standart iş akışları oluşturmalıyız. Eğitim kurumları ve öğretmenler olarak iş yapma biçimimizi gözden geçirmeli, kalite ve yalın yönetim felsefesini hayata geçirmeliyiz

Öğrenmede ve öğretmede sorun yaşıyoruz: YÖK tarafından açıklanan 2019 TYT Sosyal Bilimler testinde net ortalamamız 20 soruda 4.6 olarak gerçekleşmiş. Testlerde ise AYT Tarih-1’de 10 sorudan 2, Tarih-2’de 11 sorudan 1,9 net ortalamasına sahibiz. Bütün derslerden başarı oranımız ortalama %20 yi geçmiyor. 10 sorudan ancak bir iki doğru ortalamasına sahibiz. Yani öğrenmekte, öğretmekte ve öğrendiklerimizi yorumlamada sorunlar yaşıyoruz.

Günümüzde; teknoloji, yeni farkındalıklar iş ve yaşam biçimlerini/alışkanlıklarını değiştirmeyi zorunlu kılıyor: Değişim günümüzde çok hızlı ve öğrenilmesi gereken şeylerin sayısı, kapsamı da çok fazla ve çok hızla artıyor. Pek çok konunun daha okulu, akademik literatürü gelişmeden hayatımıza giriveriyor. Yepyeni ihtiyaçlar, sorunlar, fırsatlar, tehditler yaratıyor. Geleneksel eğitim içeriklerinin, yöntemlerinin, araçlarının çoğu kısa sürede işlevsiz oluyor. Giderek artan hız ve çeşitlilikte, bilgiye, uzmana, kaynağa vb. erişim farklı ve çoklu kanallardan mümkün ve kolay hale geliyor. İnsanlar odaklanmak ve derinleşmek istedikleri alanlar dışında gereksiz şeyler öğrenmeye çalışarak vakit kaybetmek istemiyorlar.

Eğitim teknolojilerini yeterince etkin ve verimli kullanamıyoruz; Oldukça kıt olan kaynaklarımızla elde ettiğimiz teknolojik araçlara çok büyük paralar ödüyor, yetmiyormuş gibi büyük zamanlar ayırıyoruz, fakat istediğimiz sonucu, istediğimiz faydayı sağlayamıyoruz. İnternetin, dijital teknolojilerin zararları üzerinde odaklanıp, ondan sakınmaktansa faydalarına odaklanıp, ona uygun sistemler, yazılımlar ve içerikler geliştirmeliyiz. Dijital ortamlar artık bir tercih değil kesinlikle bir zorunluluk halini alıyor. Her şeyde olduğu gibi eğitim ortamlarını da etkin ve verimli bir şekilde dijital olarak tasarlamak zorundayız. Teknoloji kullanarak kazanacağımız zamanı öğrenciye bire bir insani ilişkilere ve bunları sağlayacak etkinliklere ayırmanın yollarını bulmalıyız.

Öğretmenin üzerine düşen yük çok büyük; Öğretmenlerimizin bir taraftan alanında iyi olması, diğer taraftan öğretmenlik meslek bilgilerine hakim olması bekleniyor, bunların yanı sıra gelişen teknolojilere ayak uydurması ve değişen sistemleri mesleğine uyarlaması isteniyor. Öğretmenlerimizin bunları hakkını vererek yapması mümkün görünmüyor. Ancak bütün bunları yapacağım diye çabalayan ve kendini tüketen öğretmenlerimiz var. Oysa gelişen eğitim teknolojileri, işbirliği, paylaşım, birlikte üretim ve iletişim imkanlarını fazlasıyla sunuyor. Çalışma ortamlarını kesinlikle dijital alanlara taşımalı, bilgisayarın, teknolojinin, yazılımın yapacağı işleri öğretmenlerimize yaptırtmamalı, zaman ve emek israfına yol açan bu alanları teknolojiye bırakmalıyız.

Bilgi her yerde, sadece bilgi veren değil, eğitici ve rehber öğretmenlik anlayışını geliştirmeliyiz: Bilgiye ulaşabildiğimiz kaynaklar giderek artıyor. İnternet bir kaynak havuzu haline geldi. Her türlü fırsatları ve riskleri içinde barındıran bu havuzun içerisinde boğulmadan doğru bilgiye ulaşmak ise teknoloji ve bilgi okuryazarlığından geçiyor. Öğretmenin, öğrenmeyi sınıf sınırları dışına çıkarak tüm evrene yayması, öğrencilerin öğrenme stiline ve farklı, öğrenme ihtiyaçlarına uygun bilgi kaynaklarına anında erişim sağlayabilmesi, teknolojiyi öğrenme amaçlı olarak kullanılabilmesi, öğrencilerin yaratıcılığını geliştirmesi, çalışma ve araştırma becerisi kazanması, kültürler arası farklılıkları tanıması ve bu farklılıklara saygı duyması, ”Öğrenmeyi Öğrenme” konusunda daha fazla sorumluluk alması bekleniyor. Öğretmenin rolü değişiyor, bilgi veren değil eğitici rehber öğretmen rolü ön plana çıkıyor.

Bulduklarımızla yetiniyoruz, başkalarının gündemini takip ediyoruz: İletişim ve teknoloji çağında, yoğun iş yaşamının yorgunluğu sonrasında arta kalan zamanlarda bireylerin öğrenmeye yeterince zaman ayıramadığı/ayırmadığı, bu sebeple üretilen hazır içeriklerden ideolojik inanç ve düşüncelerine yakın olan paylaşımlardan istifade etme kolaylığını tercih ettikleri görülmektedir. İnternette dolaşan milyarlarca içerikten hangilerinin doğru hangilerinin yanlış olduğu hususunu ayırt edebilecek bir metodoloji bilgisine sahip olmayanlar içerik üreticilerinin inşa etmek istedikleri algıya hapsolmaktadırlar.

21. yüzyıl becerilerine göre eğitim-öğretim uygulamalarını gözden geçirmek gerekiyor: Ülkemizin 2023, 2053, 2071 vizyonuna uygun hale gelmesi için 21. yüzyıl becerilerine göre eğitim öğretim uygulamalarını gözden geçirmemiz, beyin temelli öğrenme, liderlik, işbirliği, yaratıcılık, dijital okuryazarlık, etkili iletişim, duyusal zeka, girişimcilik, global vatandaşlık, problem çözme becerisi, zaman yönetimi, veri analizi, veri yorumlama vb. becerilerini öğrencilere kazandırmamız bekleniyor.

Bireysel e-öğrenme modelleri geliştirmeliyiz: Gelişen eğitim teknolojileri ile beraber bireysel öğrenme, kurumsal öğrenmenin önüne geçiyor. Öğrencilerin kendi hızında, kendi ihtiyaçlarına göre, kendi yetenekleri doğrultusunda öğrenmenin kişiselleşmesi kaçınılmaz gözüküyor. Bu doğrultuda kişiselleştirilmiş eğitim ve bireysel e-öğrenme modelleri geliştirmeliyiz. Gelişen eğitim teknolojileri ile beraber zaman ve mekandan bağımsız öğrenme süreçleri eğitime yep yeni imkanlar sunuyor. Artık öğrenmenin sorumluluğu öğrenciye ait, öğrenci her zaman her yerde . kendi kendine, kendi cihazlarıyla, sürekli öğrenme, e-öğrenme imkanlarına sahip bulunuyor.

Birlikte çalışma, üretme, işbirliği ve paylaşım kültürü oluşturamıyoruz: Bireysel olarak gelişimin hızına ayak uydurmamız mümkün değil, etkili bir işbirliği, İletişim, paylaşım, birlikte üretim platformu oluşturmalıyız. Yoğun bir ekip çalışması yapmalı, İşbirlikleri geliştirmeliyiz.

Sizde bu gerekçelere katılıyor, düzeltebilmek adına bir şeyler yapabiliriz diyorsanız, proje katılım formunu doldurarak işe başlayabilirsiniz. TARİH İMECESİ KATILIM FORMU. İlginiz için teşekkür ederiz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öğretmen İmecesi /Eğitim 4.0 Projesi kapsamında hazırlanan bu içerikler, imece usulü ile sizden gelen dönütler ışığında sürekli geliştirlmekte olup, eleştiri, görüş, düşünce ve yorumlarız bizim için hayati öneme sahiptir. İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederiz.